Friday, January 22, 2016

yabancı bir fırtına

evimden kilometrelerce uzakta kar fırtınası bekliyorum. 4 gecedir tanıdığım, tanıdığım kadarıyla çok sevdiğim bir kadının evinde, sabah kahvemizi içerken radyo dinliyoruz. "hafta sonu çetin geçecek, evlerinizin çatılarını kontrol edin ve yemek stoklayın." L'ye bakıyorum. "bu kadar olacak kar seviyesi" diyor, eliyle bir yandan iki karış gösterirken. ne yaparım! evimde olsam çoktan temel ihtiyaçlarımı depolamıştım; makarna, peynir ve şarap. kahveyi zaten her zaman bol tutarım. abur cubur kutusu hiçbir zaman boş kalmaz. o zaman da günlerce evden çıkmadan, koltuğun bir o köşesinde bir bu köşesinde yuvarlanarak, beklerdim fırtınanın geçmesini. şimdi ne yapacağım?



üstelik dışarda peşinde koşmam gereken bin tane iş. camdan dışarı bakıyorum, arabalar sakin sakin yolda akmaya devam ediyor. bir şehrin yabancısı olmak çok zor. bir de kaldığın evin yabancılığı. göç ettiği şehirde kırık dökük de olsa bir düzen kuruyor insan. gurbet de olsa evimi özledim. beni ait olduğum yaşam alanının dışına çıkarmayın. daha acısı var. kimse evinden, yurdan dışarı çıkmak zorunda kalmasın.

No comments: