Saturday, February 19, 2011

yusuf üçlemesi: zamanın nasıl geçmediğini anladığımız filmler


geçenlerde Semih Kaplanoğlu filmleri haftası düzenledim kendime. timaş yayınlarından çıkan sette hem üç filmin dvd'si hem de Uygar Şirin'in yönetmenle yaptığı nehir söyleşisi kitabı var. filmleri izlerken, söyleşide yönetmenin dünyasının kapılarını aralama fırsatım oldu böylece.

beni nasıl etkilediğini basite kaçmadan anlatmam mümkün olur mu bilmiyorum.
belki o yüzden anlatmamayı tercih edeceğim bu sefer. (uygar şirin'in üçlemedeki filmlerin analizini okuduktan sonra hele..)

ama şunu fark ettim ki bu setin beni bu kadar etkilemesi sanırım beni sosyoloji okuduğum günlerde hissettirmesi. bir teori metnini anlamak için yanında başka okumalar yapmak zorunda kalırdım. o okumaları yaparken de farklı farklı teoriler ve teorisyenlerle tanışırdım. üç filmi peşpeşe seyrederken kitabı okumak tam da buydu aslında. uzaktan baktığım bir sinema türünün derinliklerini anlamaya başlamıştım bu set sayesinde. sadece kendi filmleri üzerine değil, sinema tarihi ve dünya görüşü üzerine anlattıklarıyla da birçok düşünce uyandırdı kafamda.

bence semih kaplanoğlu sinemasının kilidi şu soru-cevapta açılıyor:

"zamanın nasıl geçtğini anlamadım" sözüyle bir meseleniz var galiba.
"Sinemaya gittik, eğlendik, hoşça vakit geçirdik" deniyor. Ben dahil pek çok yönetmen, zamanın nasıl geçtiğinin anlaşılmadığı filmler yapmıyoruz. O yüzden bu söz garip geliyor bana. Ne diyebilirim? Benim filmimde zamanın nasıl geçmediğini anlayacaksınız.

bütün her şey bir yana, yusuf üçlemesi ve semih kaplanoğlu şu cümleyle var olacak benim için:
"istediğimiz şey olmazsa ne yapalım? evde oturur kitap okuruz biz de"

fragmanlar film kutusunda!

No comments: